SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TERECCÜL BAHSİ

<< 4212 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَبُو تَوْبَةَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ الْجَزَرِيِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَكُونُ قَوْمٌ يَخْضِبُونَ فِي آخِرِ الزَّمَانِ بِالسَّوَادِ كَحَوَاصِلِ الْحَمَامِ لَا يَرِيحُونَ رَائِحَةَ الْجَنَّةِ

 

İbn Abbas (r.a); şöyle demiştir.

 

Rasûlullah (s.a.v.) "Ahir zamanda (saç ve sakalını) güvercin göğsü gibi siyaha boyayan bir kavim gelecektir. Onlar cennetin kokusunu alamazlar." buyurdu.

 

 

İzah:

Nesai, Zinet: Ahmed b. Hanbel 1-273.

 

Hâdis-i şerif, ağaran saç ve sakalını siyah boya ile boyayanların, değil cennete girmek, cennetin ko­kusunu bile alamayacaklarına delâlet etmektedir. Oysa cennetin kokusu beş yüzyıllık mesafeden hissedilebilir.

 

Mümin olarak ölen bir müslümanın, günahkâr da olsa, gecikmeli de ol­sa cennete gireceği naslarla sabit olan bir gerçektir. Durum böyle olunca, üzerinde durduğumuz bu hâdisde maksat, saçını sakalının boyayanların asla cennete giremeyecekleri değildir.

 

Belki maksat, insanların bundan sakınmaları için bir tehdittir veya sa­çı sakalı siyaha boyamayı helâl görenlerle ilgilidir. Maksadın, bu durum­da olanların daha cennete girmeden önce cennetin kokusunu alamamala­rı olması da muhtemeldir.

 

Alimlerin büyük çoğunluğu saçı sakalı siyaha boyamanın mekruh ol­duğu görüşündedir. İmam Nevevî; Gazali, Begavi ve Şafiilerden daha başka âlimlerin sözleri onun tenzihen mekruh olduğuna delâlet ettiğini, ancak doğrusunun onun haram olduğunu belirtir. Hâvî'de bunu söyleyen­lerdendir.

 

Hanefilere göre, zaruret olmadan, ağaran saçları siyaha boyamak tahrimen mekruhtur.

 

Bu hüküm, normal hâllerle ilgilidir. Ama savaşta düşmana karşı daha heybetli görünmek gibi maslahatın bulunduğu hallerde boyamak caizdir.

 

Bazı alimler, siyaha boyanmak konusunda, erkekle kadım farklı müta­laa etmişler ve erkeklerin aksine kadınların saçlarını siyaha boyamaları­nın caiz olduğunu söylemişlerdir. El- Halımı bu görüşü benimseyenler­dendir.

 

Askalânî, Fethü'l - Bari adındaki eserinde "Yahudi ve hıristiyanlar saç ve sakallarını boyamazlar, siz onlara muhalefet ediniz" hadisinin izahı esnasında aynı mânâya delalet eden daha başka rivayetlere işaret et­tikten sonra şunları söyler:

 

"Siyaha boyamayı caiz görenler bu hâdise dayanırlar.

 

Babu Zikri Beni İsrail Min ehâdisi'l Enbiya bahsinde, câbir ve İbn Ab­bas hadislerinden dolayı siyaha boyama konusunun istisna edildiği geç­mişti.

 

Alimlerden bazıları, onu, savaş esnasında caiz görürler, bazıları mutlak olarak tecviz ederler. Uygun olanı, onun mekruh oluşudur. Nevevî'de tahrimen mekruh olduğuna meyletmiştir. Seleften bazıları siyaha boya­maya ruhsat vermişlerdir. Sa'd b. Ebî Vakkas, U-kbe b. Amir, Hasen, Hüseyin, Cerir ve daha başkaları bunlardandır. İbn Asım'da Kitab'ül - Hı-dâb'ında bunu tercih etmiş ve saçını sakalını siyaha boyayan bir kavmin cennetin kokusunu alamayacaklarını bildiren İbn Abbas hadisi hakkında şöyle demiştir: Bu hadis siyaha boyamanın mekruh oluşuna delâlet etmez. Aksine bu, özellikleri böyle olacak bir kavmin geleceğini haber vermek­tedir.

 

İbn Ebî Asım, Hz. Nebi (s.a.v.)'in, Ebû Kuhâfe için söylediği "si­yahtan uzak durun" hâdisî hakkında da onun, saçının beyazlığı çirkin gö­rünenlerle ilgili olduğunu, umuma şamil olamayacağını söyler.

 

Askalanî daha sonra îbn ebî Asım'in sözlerine itiraz ederek şöyle de­mektedir: "Onun söyledikleri iki hadis siyakının akla getirdiklerine zıttır. Ancak, onun İbn Şihab'dan rivayet ettiği;" yüz taze olduğu zaman (saçı sakalı) siyaha boyardık; yüzler değişip, dişler sallanınca bunu terkettik, "mânâsındaki hadis ve Taberânî ile İbn Ebî Asım'dan merfu alarak riva­yet ettiği; "saçını siyaha boyayanın kıyamet günü Allah yüzünü karartır", hadisleri İbn Ebi Asım'ın sözlerine delâlet eder."

 

Bu nakillerden anlaşılıyor ki ulemanın çoğunluğuna göre özürsüz ola­rak saçı sakalı siyaha boyamak tahrimen mekruhtur.